19/04/2024

Sarıyar Kasabası - Kaderine Terkedilen Doğanın Tabiat Parkı Ve Yıkılan Kültür Sarıyar Evleri - Nallıhan - Ankara

  • 14/01/2018


Bu belgesel filmimiz Sarıyar Kasabasının yerleşke sahasının bir bölümü ile baraj set önü kayalık sistemleri ve bağ bahçe sahasında çekilmiştir. Baraj gölü çevresi, içi ve kuş gözlem sahasına gerekli ulaşım desteği alamadığımız, kasaba yerel örf, adet ve gelenekleri konularında destek bulunamadığından çekimler yapılamamıştır. Gelecek zamanlardabu destekler sağlandığında, muhteşem doğa, kültürel değerler ve inanç merkezi olarak tam çekimler yapılarak Dünya Ülkeler Yerel Kültürler ve Coğrafya Belgeselleri Envanterine aktarılacak, Sarıyar Kasabasına genel ekoturizm, gastronomi turizmi ve inanç turizmi girişi sağlanacaktır.
Yaz mevsiminin başlangıcıdır, doğa ve çevre sessiz ve sakin! Kuş cıvıltıları muhteşem nağmeleri ile ekibimize güzel bir seremoniyi yine saha faunası sunuyor. Burası Nallıhan Sarıyar Kasabası sahası!
Sarıyar kasabası iklimi itibariyle birçok tarım ürünü yetiştirilmesine uygun özellikler göstermektedir. Muhteşem mikro klimaya sahip yapısı ve sulu arazi varlığıyla birçok sebze ve meyve çeşidinin yansıra, bölgeye özgü ince kabuklu bir domates türü olan meşhur Sarıyar Domatesi çeşidi ile de çevre köy ve ilçelerde bilinmektedir.
Baraj set önü sahası tüm alanları muhteşem güzellikteki bağ ve bahçelerde sebze ve meyve tarımının yanı sıra her bahçe köşesindeki bağ evleriyle tatil ve dinlenme yeridir. Burada kışlık konserve, salamura çeşitleri ve en önemlisi de en doğal etten üretilen pastırma ve sucuklar yöreye özgü bir gelenektir.
Yörede besi olarak tanımlanan kışlık sucuk ve pastırmalar için özel olarak doğal otlarla beslenen ve bakılan büyük baş hayvanlar Kasım ayında kesilerek işlenmektedir. Sarıyar’ın meşhur doğal domatesi ve salatalıkları dünyaca ünlüdür. Bu yöresel endemik tohumlar mutlaka korunmalıdır.
Sarıyar kasabasında yöresel şive ile bağ bahçe tarımını halkın ağzından dinlemek oldukça keyiflidir.
Sarıyar bağ evlerinde günlük yaşam çok hızlıdır, hayvan için kışlık otlar ve diğer yaşam malzemeleri görmeye değer.
Sarıyar Kasabası aynı zamanda zengin kültürel mirası da barındırıyor. Hey gidi günler heyyy denilebilecek bu evler nice yaşamlara, nice aşklara tanıklık etmiş, terk edilmişliğin acı kaderini paylaşıyor. Bu kültür hazinesi evler restore edilip turizme kazandırılabilir. Yıkılmasına seyirci kalınarak öz değerlerin kaybedilmesine göz yumuluyor.
Oysa bu tarihi kültürel değerler yöre insanının yüksek kültür değerlerinin tapusudur, bu değerlerin yok olması gelecekte bu nesillerin buradaki yaşantısal kanıtını ortadan kaldıracaktır. Bu tarihi değerdeki evlerin birçoğu yıkılarak ortadan kaldırılmıştır. Gerisinin durumu ise içler acısı haldedir.
Halen fırsat kaçmış değil, yıkılan evlerin fotoğrafları mutlaka vardır ve toplanarak asıllarına uygun yeniden yapılmalıdır. Sağlam veya yıkılmaya başlanmış tarihi evler de mutlak surette kurtarılmalıdır.
Sarıyar kasabasında yeşilin krallığı muhteşem görseller sunuyor, doğayı mı göreceksiniz? İşte doğa ananın muhteşem cenneti! Kuş ötüşlerinin ve köpeğin havlamasının muhteşem müziğine buyurun!
Seralarda ve diğer ekili dikili alanda barajdan pompa ve boru sistemiyle taşınan su ile sulama yapılmaktadır. Ancak sulama sistemine çekilen suyun baraj gölünün dip kısımlarından elde edilmesi sonucu oksijen bakımından fakir ve sıcaklık olarak tarımsal üretime uygun sıcaklığın altında olması sebebiyle sorunlar yaşanmakta ve istenilen verim düzeyine ulaşılamamaktadır.
Ankara ilinin Nallıhan ilçesine bağlı, Ankara’nın kuzey batısında bulunan Sarıyar Kasabasıdır. Sakarya Nehri kıyısında kurulu Sarıyar Kasabası ilçe merkezine 27 km, Ankara’ya 167 km, Eskişehir’e 123 km, Bolu’ya 126 km. uzaklıktadır. İdari olarak İç Anadolu Bölgesi’nin Kuzey Batı ucunda, coğrafi olarak Batı Karadeniz Bölgesi sınırlarının içinde yer alır. Sündiken Dağları’nın eteğinde, Sakarya Nehri’nin oluşturduğu derin vadilerin ortasında yer alır.
Sarıyar Kasabası Ankara, Bolu ve Eskişehir illerine hemen hemen eşit uzaklıkta bulunmaktadır. Ankara-İstanbul karayolu üzerindeki Beypazarı Şosesini geçtikten sonra Emremsultan Köyü ayrımından sapılarak ya da Eskişehir’den ulaşabilmek için Mihalıççık-Nallıhan Yolu kullanılarak kasabaya varılabilir
Tüm Sarıyar Kasabası alanının tamamı Emremsultan Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının içinde bulunmaktadır. Kısmi olarak yer alan Sarıyar Baraj Gölünde yaşayan balık türleri yok olma aşamasındadır. Yöre halkıyla yapılan görüşmelerde son 10 yıla kadar Sarıyar Baraj Gölünde ekonomik balıkçılık yapıldığı ancak son yıllarda sudaki kirlilik nedeniyle ekonomik balıkçılığın artık yapılmadığı anlatılmaktadır.
Sarıyar Baraj Gölü sahasında yaşayan 135 kuş türü belirlenmiştir
Kırmızı Tehlike Listesinden 5 tür saha alanında bulunmaktadır.
Emremsultan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içinde bulunan 8 adet etçil memeli türü vardır.
Peyzaj Envanteri bakımından muhteşemdir; Kırsal Peyzaj karakteri ve kalkınma potansiyeli yönünden doğal ve kültürel peyzaj ögeleri bakımından benzersizdir. Doğal Peyzaj Sarıyar Kasabası’nın; iklimsel özellikleri, topoğrafyası, jeolojik yapısı, jeomorfolojisi, hidrolojisi, toprak yapısı, flora ve faunası demektir.
Sarıyar Kasabası, Karadeniz Bölgesi ılıman iklim koşullarının etkisi altındadır. Ancak denizden uzak olması ve topoğrafik özellikler bu ılıman iklimi büyük ölçüde yer yer kaybettirmiş ve dolayısıyla çok yağış almaz duruma getirmiştir. Buna rağmen yine de yağış Karadeniz üzerinden kuzeyden gelen rüzgârın etkisi ile düşer.
İlkbahar, sonbahar ve kış ayları yağışlı geçse de yaz aylarında pek yağış görülmez. Kışlar fazla soğuk değildir. Genellikle yağışlı geçer. Kar yağışları fazla olmayıp normaldir. Deniz yüzeyinden yüksekliğinin çok fazla olmaması ve iklimin karışık özelliklere sahip olması nedeniyle kar yağdığı zaman dahi çok beklemez ve hemen erir. Sakarya Nehri kenarında seviye 200–250 metreye kadar düştüğü için buralarda da ılıman bir iklim hüküm sürmektedir.
Sarıyar kasabasının hayvansal üretim durumuna bakıldığında, geçmişten bugüne azalma eğilimi gösterdiği görülmektedir. Nallıhan da yetiştirildiği görülen tiftik keçisine, ilçenin bu bölümünde rastlanmamaktadır. Hayvansal üretim için, silajlık mısır, arpa ve yonca ekiliyor olmakla beraber kaba ve kesif yem ihtiyacının büyük bölümü dışarıdan satın alınarak karşılanmaktadır.
Kasabada, hane ihtiyacının giderilmesine yönelik yetiştiriciliğin dışında kümes hayvanı yetiştiriciliğine ise rastlanmamaktadır. Yine geçmiş senelerde daha yaygın olmakla birlikte bölgede ipek böceği yetiştiriciliği ve buna bağlı olarak dut ağacı varlığına rastlanmaktadır.
Sarıyar ’da bulunan 9 adet ipek böceği işletmesi yaş ipek kozası desteği almaktadır. Ancak tüm bunlarla birlikte ipek böceği yetiştiriciliği varlığını yavaş yavaş kaybetmekten kurtulamamaktadır.
Sarıyar kasabası içerisinde mera arazisi bulunmamaktadır. Hayvan yetiştiriciliğinde gözlemlenen azalmaya, göç sebebiyle yaşlanan bölge halkının yanı sıra, bölge kadınlarının ağır buldukları bu işle ilgilenmek istememeleri de sebep olarak gösterilebilmektedir.
Yapılan tarımsal üretimin miras yoluyla parçalanmış küçük arazilerde gerçekleşmesi ve yaşanan pazarlama sıkıntılarının yoğunluğu nedeniyle tarıma verilen devlet desteklerinden etkin ve yaygın olarak yararlanmaya bölgede rastlanılmamaktadır.
Bununla beraber, yine arazilerin küçük olması ve yapılan üretimin şekli sebebiyle özellikle tarımsal makineleşme yaygın olarak görülmemekte ve bu alanda verilen desteklere Sarıyar kasabasında pek rastlanmamaktadır.
Sarıyar kasabasında özellikle tarıma dayalı kalkınma için stratejik plan ön plana çıkan özellikle bitkisel işlenmesi ve gıda ürünü olarak satılması, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi gibi faaliyetler markalaşma faktörünün sağlanması ve gerçekleşmesi ile kasaba ekonomisine daha fazla katkı sunabilecektir.
Markalaşma, Sarıyar Kasabası ve ürünlerinin tanınırlığına aracı olacak ve bu durum ekonomiyi canlandırıcı bir nitelik olarak belirecektir. Burada tabii ki, hem üretim hem markalaşma için işgücü yetiştirme, kalifiye hale getirme önemlidir.
Diğer yandan kırsal turizmin varlığı ve yapımı devam edecek tesislerin devreye girmesi kasaba için önemli bir çıkış noktasıdır. Sarıyar kasabasında; sebze ve meyve tarımı, ipek böceği yetiştirme konularında, bunların üretiminin geliştirilmesi, artırılması, bitkisel üretimden elde edilecek katma değerin yükseltilmesine katkıda bulunacaktır.
Bu durum aynı zamanda ürün çeşitliliğine, yüksek değerli ürünlerin yetiştiriciliği açısından da önemlidir. Sarıyar kasabasında sebze ve meyvelerde, buna ek olarak ipek böceği yetiştiriciliğinde alt sanayi kollarında kümelemeye gidilmesi hem yerel kaynakların etkin kullanımı hem üretim faktörlerinin rasyonel kullanımı ve devlet teşviklerinin verimli kullanımı için gereklilik göstermektedir. Aynı zamanda kasabanın markalaşmasına da katkıda bulunacak unsurlardır.
Sarıyar kasabası sahası ekoturizm için oldukça uygundur. Çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı ve sürdürülebilir kalkınmaya etkisi yüksek olan bir turizm dalı olarak tanımlanır. Konaklama ve yeme içme türü hizmetler çoğunlukla yerel düzeydeki küçük ve orta ölçekli firmalar tarafından yapılır. Genellikle küçük gruplar halinde, ailelerin işlettiği küçük tesislerde, geleneksel mimarinin ve yerel kaynakların kullanımını hedef almaktadır.
Amacına uygun gerçekleştirildiği taktirde, hassas ekosistemlerin korunması ve bu bölgelerin içinde ve çevresinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik gelişmesi için kaynak yaratabilen bir araçtır.
Sarıyar Kasabası sahasında Kuş gözlemciliği, doğa yürüyüşü olan trekking, baraj gölünde sualtı dalış turizmi ve sportif olta balıkçılığı, atlı doğa yürüyüşü turizmi, bisiklet turizmi, botanik turizmi, yaban hayatı fauna gözlemciliği, foto safari, tarım ve çiftçilik dalı Agroturizm, kamp ve karavan turizmi muhteşem keyifle yapılabilir.
Sarıyar Kasabası doğa sahası endemik bitki türlerinin yoğunluklu ve şiddetli erozyon olan yamaçlar ve dağ etekleri botanik turizmi açısından en uygun alanlardır. Bu filmimizin yayınıyla kasabaya gelen eko-turistler endemik bitki türlerini gözlemleyebilir ve doğaya zarar vermeden kasabanın kalkınmasını sağlayacaklar.
Baraj gölü ve çevresi sualtı dalış turizmi, sportif olta balıkçılığı ve kuş gözlemciliği açısından uygundur. Saha, kuş gözlemciliği açısından Türkiye’nin önemli kuş gözlem alanlarından birisidir. Aynı zamanda Nallıhan Kuş Cenneti’ne yakınlığıyla da kuş gözlemcileri için diğer bir uğrak noktadır.
Tarım alanları Agroturizm açısından önemlidir. Agroturizm; insanların tarımsal ürünleri direkt olarak çiftliklerden alabilmesini, hayvanları besleyebilmesini ve meyveleri dalından toplayıp yiyebilmesini sağlayan turizm dalı olarak tanımlanır.
Tarım için elverişli olmayan çayırlar ve bitki değişim alanları, şiddetli erozyon olan bitki değişim alanları ve erozyonun yüksek olduğu tarım için elverişsiz alanlar doğa yürüyüşü, atlı doğa yürüyüşü, bisiklet, yaban hayatı gözlemciliği, foto safari ve kamp karavan turizmi için en uygun alanlardır. Alanın tümüne dahil olan yaban koyunları gözlenebilir ve foto safari yapılabilir.
Taptuk Emre bağlamında Sarıyar kasabasında inanç turizmine yönelik çalışmalar yapılması halinde çevreye büyük oranda gelir sağlanabilecektir. İnsanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları, her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına, dini inanışlarını gerçekleştirmek, inanç çekim merkezlerini amaç edinerek yaptıkları geziler inanç turizmi olarak tanımlanabilmektedir.
İnançlara bağlı olarak yapılan bu seyahatlerde, ziyaretçiler kasabaya gelecek, bu da, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan kasabayı ekonomik olarak etkileyecektir. Her şeyden önce sahaya turizmin gelişmesine katkı sağlanmış olacaktır.
Ekonomik değer oluşturmasına, kaynak ve istihdam yaratmasına, sosyal ortamın gelişmesine, ziyaret edilen kasabada yaşayan halkın farklı kültürlerle tanışıp, kültürel zenginliğinin artmasına imkân tanınacaktır. Bunların yanı sıra Sarıyar ve çevresinde turizm imajının oluşmasında olumlu bir etki yaratacak, inanç çekim merkezi olan yörenin gelişmesinde önemli bir faktör olacaktır.
Sarıyar kasabasında bulunan Taptuk Emre Türbesi ülkemizde büyük önem arz eden yerlerden birisidir. Yunus Emre’nin hocası olan Taptuk Emre, ülkenin önemli bir kişisidir. Her yıl düzenli olarak yapılan Uluslararası Nallıhan Taptuk Emre’yi Anma ve İpek İğne Oyaları Kültür Sanat Etkinlikleri çerçevesinde ülke içinden ve ülke dışından bir çok insan türbeyi ve bölgeyi ziyaret etmektedir.
Sarıyar kasabasında ve çevresinde yemek kültürü oldukça gelişmiş düzeydedir. Bu bağlamda Yeme-İçme yani Gastronomi Turizmi yaygınlaştırılabilir. Dünya üzerinde değişik kültürlerle birlikte kültürlerin en önemli bileşenlerinden birisi olan mutfak kültürü ve lezzetlerini tanımaya yönelik olarak gerçekleştirilen turizm türü yeme-içme yani gastronomi turizmi olarak adlandırılmaktadır.
Tanımından da anlaşılacağı üzere bu turizm türünde en önemli belirleyici unsur yeme içme ve mutfak kültürüdür. Dolayısıyla dünya üzerinde bu konuda potansiyel sahibi olan ülkeler aynı zamanda mutfak kültürü zengin olan ülkelerdir. Sarıyar kasabası da bu kategoride neden olmasın ki? Bölgede üretilen yöresel yemekler yapılacak tanıtım faaliyetleri sonucunda bölgeyi gastronomi turizmi merkezi haline getirecektir.
Sarıyar kasabasında İğne Oyacılığı temel sanat dalıdır. Anadolu'ya özgü geleneksel el sanatları arasında önemli bir yeri olan ipek iğne oyaları, pahalı araç-gereç gerektirmeden uygulanabilirlikleri sayesinde ülkenin birçok yöresinin gelenek ve göreneklerine damgasını vurmuştur.
Sabır, dikkat ve yaratıcılık gerektiren bu özgün el sanatı, yalnızca bir kadın giyim kuşamı süsleme unsuru değildir; kendi içinde derin anlamlarla da yüklüdür. Bu özellikli el sanatı ülkemizin birçok yöresinde yapılmaktadır. Nallıhan ilçesinde de el sanatı denilince akla ilk gelen ipek iğne oyaları gelmektedir.
Tarihçesi eskilere dayanan ve Sarıyar ve Nallıhan'ın simgesi haline gelen ipek iğne oyaları, ilçe halkının geçim kaynaklarından biri olmuştur. Yurtiçi ve yurt dışından pek çok alıcı bulan ürünler sayesinde yaklaşık 500 kadın aile bütçelerine katkı sağlar duruma gelmiştir. Oyaları çeyizlerde büyük bir yer tutmakla beraber, ilçe içinde ve dışında pazarlar bulmakta ve uluslararası boyuta ulaşmıştır.
İpek İğne Oyası ile ilgili gelinen konum şu an için oldukça tatmin edici boyuttadır. Hem gelir getirici faaliyet olması, hem uluslar arası boyuta taşınmış bir üretim kolu haline gelmesinin yanında yerel değerlerle ilişkilendirilip imaj yaratılması oldukça önemlidir.
Sarıyar Kasabası ve çevresi 393 m’den 810 m rakıma kadar çıkmaktadır. Jeolojik yapısı ile açık laboratuvar niteliği sunan saha, çökelme ortamının özelliklerini yansıtan sarı, kahve ve kırmızımsı tabakaların üst üste tekrarlanması ile görsel açıdan da üstün bir güzelliğe sahiptir.
Yörede en eski kayaçlar Paleozoyik yaşlı şistlerin meydana getirdiği birimlerdir. Metamorfik serinin en altında gnayslar görülmektedir. Gnaysların üstüne gri, yeşil, kahverengi az metamorfik şistler gelir. Gnays ve şistler içinde yer yer mermer tabakalanmaya rastlanır.
Hersiniyen dağ oluşumunu geçirmiş bulunan bu seri üzerine Jura uyumsuz olarak gelir. Kalker ve marnla temsil edilen Üst Jura üzerine Alt Kretase kalkerleri uyumlu olarak gelirler. Alt Kretase sonunda bölge Austrik dağ oluşum fazı ile su üstüne çıkmıştır.
Üst Kretase fliş, marn, kumtaşı ve kalkerlerle temsil edilip, Alt Kretase üzerinde uyumsuzdur. Miyosenin son kalkerli oluşumundan sonra, bölgede meydana gelen çukurluklarda karasal Paleosenin kırmızı renkli detritik serisi teşekkül etmiştir.
Konglomera, kumtaşı ve killerden oluşan kırmızı seri içinde volkanik arakatkı materyelleri mevcuttur. Kırmızı oluşumlar üzerine Eosen denizi gelir. Lütesiyen ile temsil edilen Eosen, konglomeratik kumtaşı, kil ve kalkerlerden ibarettir.
Eosenden sonra deniz bölgeden tamamen çekilmiştir, Pireneen dağoluşum safhasından sonra bölgede husule gelen göllerde Miyosen oluşumu ve sonra volkanizma faaliyeti meydana gelmiştir. Miyosen başlıca konglomera, kumtaşı, kil, marn, kalker, ara katkılı tüf, obsidiyenden ibaret olup yer yer linyit damarları ihtiva eder.
Attik safhadan sonra Pliyosene ait konglomera, gevşek kumtaşı, marn ve kalın jips tabakaları teşekkül etmiş ve bu arada bölgede birçok çöküntü fayları meydana gelmiştir.
Nallıhan İlçesi, genel bir ifade ile Karadeniz bölgesinde bulunan Köroğlu Dağları’nın uzantısı olan dağlık yöre ile güneyde Sakarya Nehri üzerindeki Sarıyar Barajı arasında kalan Yukarı Sakarya Platosunun kuzeyindeki bir plato sahasıdır.
Kuzeydeki Köroğlu Dağları’nda Köroğlu Tepesi’nin yükseltisi 2499 m. ve güneydeki Sarıyar Barajı’nda Sakarya'nın yükseltisi ise 300 m. dir. Bu nedenle, kuzeyden güneye doğru devamlı bir alçalma görülmektedir.
Sarıyar Kasabası, Sakarya Nehri tarafından oluşturulmuş derin yarılmış vadilerde ve doğudaki dağların eteklerinde kurulmuştur. Tarım alanları ise alüvyal ovalık alanlara kurulmuştur.
Saha alanında erozyon etkisi fazla olduğundan vadiler oldukça geniş yerler kaplamaktadır. Dağlık ve dalgalı arazide genç vadiler dik yamaçlı kertik vadileri meydana getirmiştir. Yaşlı vadilerde taşkın etkisi ile taban gelişmiş, kum, kil birikmesi ile alüvyal taban, verimli tarım alanı meydana getirmiştir.
Bölge yeryüzü şekillerinin meydana gelmesinde erozyon etkisi birinci derecede önemli faktör olmuştur. Taşınma ve birikme ise, ovaların oluşumu için ikinci derecede önemli faktördür. Tektonizma etkisi ise sahada fazla önemli olmamıştır.
Akarsular çevredeki dağ ve tepelerden doğmuşlardır. Aşınım dönemi Neojen’den sonra başlamış, vadiler derinleşmiş, dalgalı yüzeyler üzerinde alçak sutlar aşınmanın belirtisidirler. Neojen'de meydana gelen göl ve deniz tabanlarında kireç, kil, kum, mil, marn, çakıl gibi maddelerin birikmesi ile bölgede Neojen platolar oluşmuştur.
Oligosen'de deniz çekilmesi ile bölge günümüze kadar kıtasal halini korumuştur. Bu platolar yumuşak tabiatlı kayalardan meydana geldiğinden, dış kuvvetlerin etkisi ile hızla aşındırılarak vadi şebekeleri meydana gelmiş, dalgalı bir relief halini almıştır.
Yaban Hayatı Geliştirme Sahasındaki metamorfik birimlerin üzerine bölgenin kara ortamına dönüşmesi neticesi karasal birimler olan göl ve akarsu çökelleri yerleşmiş, bunların ikisinin üzerine birden kireçtaşları bindirmiştir. Bindirme neticesinde birimlerde sık sık kırıklar kıvrımlanmalar gözlenmektedir.
Bu birimler sonradan akarsular neticesi sık sık vadiler ve dere yatakları ile bölümlenmiştir. Bu bölümlere sonradan alüvyonlar yerleşmiştir. Yine topoğrafik olarak engebesi az olan bölgelerde alüvyonlarla kaplanmıştır.
Hidroloji
Yaz kuraklığının etkili olduğu bölgede, Sarıyar Barajı’nda Sakarya Nehri tutulmakta ve tarım alanlarına kanallarla az miktarda su verilmektedir. Gürleyik köyünden çıkan kaynak suyu Sarıyar’a ulaştırılmamakta, onun yerine Hıdırlar’dan kuyu suyu kasabaya verilmektedir.
Saha içinde sürekli akışı olmayan yalnız kışın ve yazın yağışlı dönemde akan dereler mevcuttur. Bölgede yeraltı suyunu depo edecek formasyon mevcut değildir. Yer altı suyunu depolayan ve kaynaklar halinde geri veren Kretase yaşlı kalkerlerde yüksek topoğrafyaya sahiptir.
Saha alanındaki toprak tipleri kahverengi ve alüvyal topraklardır. Bölgeye hakim toprak tipi kahverengi orman toprağıdır. Sahada çok geniş yer kaplar. Bu topraklar nemli-ılıman iklim bölgelerinin topraklarıdır. Humus alttaki toprak katları ile iyice karışmıştır. Bu nedenle, horizonlar kolay ayırt edilemez.
Flora
Sarıyar Barajı seti civarı ve gölün Çayırhan kesiminde kaya vejetasyonuna rastlanmaktadır. Karakteristik bitki türleri; Kardikeni, Pişikeveni, Dişlek Korunga ve Istıranca korungası, Akkorunga ve Yazı korungası Dam koruğudur.
Saha alanındaki endemik türlere ait familyaların, Türkçe adlarının, yöre alanında bulundukları bölgeler Tehlike Kategorilerindedir. Saha alanında bulunan endemik bitki türlerinin yerleri mutlaka korunmalıdır.
Sarıyar Barajı ve Kasabası alanında 1. Derece hafif erozyon, 3. Derece şiddetli erozyon ve 4. Derece çok şiddetli erozyon görülmektedir
Beldenin yazları ve kışları değişen bir nüfus durumuna sahip olduğu gözlemlenmektedir. Nallıhan İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden verilerine göre belde nüfusu 965 kişidir. Yazları ise bu sayı 1300’e ulaşmaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında köy olarak adlandırılan yerleşim yeri, 1955’te baraj yapımı ve barajın açılmasını izleyen yıllarda göç almaya başlamış ve 1 Aralık 1973’te belediye teşkilatı kurulmuştur. 1983’te kasaba olan Sarıyar’ın nüfusu bu yılı takip eden yıllarda artmayıp azalma eğilimi göstermiştir. 12 Kasım 2012 tarihli, 6360 sayılı kanun uyarınca belediye kapanmıştır. 30 Mart 2014 itibarıyla Nallıhan ilçesine bağlı bir mahalleye dönüşmüştür.
Sarıyar’da 18 yaş altı çok az kişi var. Bu nedenle kasabadaki eğitim kurumları kapatılmış. Öğrenciler her gün 30 kilometre uzaklıktaki Nallıhan’a gitmek zorunda kalıyor.
Günümüzde ise belde hızla göç veren bir durumda bulunmakta ve bununla beraber nüfusun hızla yaşlanmaktadır. Sarıyar 1990 yıllara kadar lise de bulundurmakta ve çevre köylerden servislerle öğrenciler beldeye taşınarak eğitim görmekteydi. Ancak hızla azalan ve yaşlanan nüfus sebebiyle lise kapatılmış ve ilkokul da kapatılarak taşımalı hizmet vermektedir.
Belde üzerinde yapılan bir araştırmaya rastlanmamakla beraber sosyo-kültürel gelişmişlik bakımından çevre yerleşimlerden farklı ve yüksek düzeyde bir konumdadır.
Sarıyar kasabasında Emin Bamyacı’nın emektar Anadol tomofili hala yıllara meydan okuyarak direniyor. Hala çalışıyorum diyor şimdiki ithal cenneti Türkiye’nin haline nispet edercesine!
Sarıyar kasabası tarımsal ve sosyal altyapı eksiklikleri, örgütlenme ve dayanışma anlamında yaşanan sıkıntılar, yoğun göç sebebiyle yeterli iş gücünün bulunmaması, oldukça parçalı ve küçük arazilerde tarımsal üretime devam etmek gibi durumlarda zayıf yönler içinde bulunmaktadır.
Genç nüfusunda, bu koşullar altında göç eğiliminde olması en önemli tehdit konumundadır. Ayrıca yeni Büyükşehir Belediye Yasası ile beldenin mahalleye dönüştürülmesi de, yönetimin tabandan uzaklaşmasını ve çözüm süreçlerini uzatması nedeniyle önemli tehditler arasındadır.
Ayrıca bölgeye yapılan kamu yatırımlarının getirdiği ekonomik ve sosyal hareketlenmenin, kamu desteğini çekene kadar devam ettiği ve sürdürülebilir nitelikte olmadığı ortadadır.
Bölge potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, yöre halkının ortak bir fikirde buluşması ve dayanışmaya dayalı hareketin sağlanması gerekliliği açıkça ortadadır.
Ankara ili Nallıhan ilçesi Sarıyar kasabası Büyükşehir Belediye Yasası kapsamında belediye olma özelliğini yitirerek ilçe merkezine bağlı bir mahalleye dönüşmekle; yerelden yönetim ve yerel halkın yönetime katılması, sorumluluğu paylaşımı konusunda sorunlar yaratmıştır. Kasaba idaresinin merkeziyetçi bir anlayışa bürünmesi, kırsal kalkınma çalışmalarının aksaması ile sonuçlanmıştır.
Sarıyar kasabasındaki sulanabilir arazilerin doğru kullanımı, yörede tarımı yapılan sebze ve meyve çeşitliliği ve daha yüksek katma değer yaratılması, tarıma dayalı sanayinin gelişmesi ile istihdam olanaklarının yaratılmasında tarımsal girişimler ve buna bağlı olarak da turizm sektörü sürükleyici rol üstlenmiş olacaktır.
Tarımsal ürün işleyen işletmelerin kuruluş yerini belirleyecek en önemli unsurun hammaddeye yakınlık olduğu, girdi temini ve maliyeti, özellikle de pazarlama alanındaki sorunların çözümlenmesi yöre halkı için elzem nitelikli öncelikleridir.
Mevcut tarımsal üretim potansiyeli ve buna bağlı olarak gelişen tarımsal ürün işleyen işletmelerin oluşturulması ile ekonomik olarak gelişme potansiyeli taşıyan Sarıyar Kasabası, bulundurduğu turizm olanakları ile de oldukça avantaj taşımaktadır.
Ancak gelecek vadeden turizm olanakları ve tarımın eşgüdüm içerisinde ilerlemesi sağlanamaz ise, kırsal kalkınmanın sağlam temeller üzerinde oluşturulması ve büyük bir sorun olan dışarıya göç hareketinin azaltılması mümkün olamayacaktır. Ayrıca bölgede yabani olarak bulunan Antep fıstığı ağaçlarına yapılacak aşılama çalışması da tarımsal üretime yeni bir alan daha sağlayacaktır.
Bölge halkı arasında yaşanan uzlaşmazlıkların çözümlenmesi ve etkin bir tarımsal yayılım hizmetiyle çiftçiye uzmanlaşma ve kırsal turizm ile ilgili bilgilendirme yapılmalıdır. Kırsal kalkınmaya yönelik örgütlenme çalışmaları halk arasındaki çözülme sorununa bir çözüm olarak uygulanmalıdır.
Ortak çıkar ve faydalar doğrultusunda birleşen üretici, bu şekilde daha güçlü bir yapı kazanacaktır. Kasaba kaynaklarının doğru değerlendirilmesi ve çevre koruma konusunda yapılacak çalışmalarda avantajlı durumda bulunan bu yerleşim yeri açısından önemli konulardır.
Ürünlerin pazarlanmasında karşılaşılan sorunların bir kısmı işleme ve paketleme basamaklarındaki eksiklikten kaynaklanmaktadır. Kasabada kurulacak konserve salça işleme ve paketleme işlemi yapacak işletmeler pazarlamayı ve markalaşmayı kolaylaştıracak önlemler olarak görülmelidir, böylece ürünlere daha fazla katma değer kazandırılabilir.
Tüm bunlarla beraber Sarıyar kasabasının en önemli avantajlarından inanç, av ve balıkçılık öğelerinin kırsal turizmi tetikleyici dinamikler olması ile bu konuda yapılacak eğitim ve yatırımlar halk için istihdam ve gelir kaynağı oluşturmakla kalmayacak, aynı zamanda turistlerin yerel ürünlere alıcı olduğu bir pazar oluşturmak da aynı şekilde bir gelir alanı yaratarak kasaba ekonomisine ivme kazandıracaktır.
Bu filmimiz gerekli destekten yoksun olarak sadece Sarıyar kasabasının kısıtlı bölümünde çekilmiştir, yine de Kırsal Kalkınma konularında yapılacak olan çalışmalar için kaynak niteliğinde olacaktır ve bu tür çalışmaların daha çok yapılması için çarpan etkisi yaratacaktır.
Bu filmimizin amacı; Sarıyar Kasabası’nın doğal peyzaj karakteristiğini ortaya koyarak, kasabanın doğal kaynaklarını, insan kaynaklarını ve tarımsal kaynaklarını kalkınma doğrultusunda harekete geçirmektir.
Ankara ili Nallıhan ilçesine bağlı Sarıyar Kasabası; doğal ve kültürel peyzaj özellikleri, Bolu, Eskişehir ve Ankara illerine eşit uzaklıkta bulunması nedeniyle turizm ve tarımsal faaliyetler açısından yüksek potansiyele sahip olması ancak bu potansiyelinin kullanılmaması nedeniyle göç sorunuyla karşı karşıya kalmıştır.
Sakarya Nehri kıyısında kurulu Sarıyar, ilçe merkezine 27 km, Nallıhan-Ankara kara yoluna 17 km, Ankara'ya 167 km mesafededir. 1945'te Sarıyar Köyü 465 nüfuslu küçük bir köy iken, 1955'te Sarıyar Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin yapıldığı yıllarda mahallede 4 699 kişi yaşamıştır.
Sarıyar da, Sakarya Nehri kenarında böyle bir yar kıyısında kurulmuş olduğundan ve çevresindeki toprak renginin de sarı ve sarının tonlarında olmasından dolayı, beldeye Sarıyar ismi verilmiş olduğu tahmin edilmektedir. Nallıhan yöresinde sel sularının açtığı derin toprak uçurumlara yar denmektedir.
Sarıyar da son yıllarda yaşam sıkıntılı hal almıştır. Her geçen gün artmakta olup, ilkokul ve sağlık ocağı kapatılmıştır. Kasaba kurumsal bazda desteklerden yoksundur. Artan işsizlik göçe sebep olmuştur. Sarıyar da sorunlar çığ gibi büyümüş doğal çevre can çekişir durumdadır.
---------------------------------------------
ISBN 978-605-88104-0-2

Kamera/Metin Yazım : Mehmet SÖKMEN
Seslendirme : Rüksan Atak SÖKMEN
Çekim Tarihi : 06.06.2017
Prodüksiyon Yapım Tarihi: 07.01.2018
Video Prodüksiyon Yapım, Yayın Ve Yönetmeni: Mehmet SÖKMEN - 0532 525 84 93
web:www.mehmetsokmen.tv
www.youtube.com/mehmetsokmen1