24/04/2024

Sarıyar’ımız Nerden Nerelere Geldi

  • 21/03/2015

Yerleşim yerlerinin kurulumunda su birinci aranan temel şartlardan biri olmuştur.Sonra tarım alanı ve diğerleri gelmiştir.Tarihimize baktığımızda bu yerleşim yerlerine büyük medeniyetler yaşamıştır Bu sebepten dolayı Sakarya Nehri kenarındaki kazı ve araştırmalarda bu medeniyetlere ait bir çok eser bulunmuştur.

İlk tunç çağlarında yerleşim birimi olarak kullanıldığı 1952 yılında Kılıç Kökten tarafından nehir kenarında ağızları taşlarla kapatılmış küp mezar ve bu mezarlarda ilk tunç çağına ait hoker durumunda bir iskelet,çakmaktaşı parçaları,bakır iğne , içi dışı kırmızılı boyalı el yapımı bir testi bulunmasından anlamaktayız. Nitekim kazılarda bulunan mermer mezarlar yakın zamana kadar köylünün pekmez yapmak için ,içine üzümleri koyup suyunu çıkarmak da kullanılmış.Bulunan çocuk mezarları ise kapağı ile birlikte bugünkü ilk okulun bahçesinde bulunmaktadır.Ayrıca gerek ilkokul yapımında gerekse lise yapımındaki harfi yatta sütün ve sütün başlıkları bulunmuş , bulunan sütün ve sütün başlıklarından kurtarılabilenler bir müddet bugün belediye iş yerleri olarak kullanıldığı ,eskiden ortaokul olarak kullanılan binanın bahçesinde muhafaza edilmiştir.Daha sonra ilk okul bahçesine nakledildi.Sarıyar köyünün ilk yerleşimi baraj yapılmadan önce Sakarya nehri kenarında bugünkü Kayıkbaşı mevkiinde ve Gölbaşı tesislerinin bulunduğu yerde suların altındadır.Komşu köyleri ise Fasıl ,Sofcabük ,Sarılar gibi nehrin kenarına dizilmiş bulunan baraj yapımında sular altında kalan köylerdir

Eski Sarıyar’da evler kerpiçten yapılma ve damlar topraktandı.Genelde evler iki katlı yapılıdır.Alt katı samanlık ,dam (ahır olarak kullanılırdı.O zamanları hayvanlara verilen yem ve yiyecekler doğaldı.Bu yüzden günümüzdeki gibi koku olmuyordu.Kerpiç dökmek için tahtadan altlı veya sekizli kalıplar hazırlanılır Toprağa az miktarda saman katılarak karılır ,kalıba dökülür ,kurumaya bırakılırdı.Üzeri kuruduğu zaman çevrilerek diğer tarafı da kurutulurdu.

Eski Sarıyar mezarlığı bugünkü göl yolunda dedeler mezarlığı diye tabir edilen yerde idi.Halkın mezarlıklardan ağaç kesilmeyeceği inanışı sayesinde burada bulunan ardıçlar hala ayakta durmaktadır.Diğer çevre tepelerde ise ağaç kalmamıştır.Şimdiki cami ise kasabanın kenarına yapılmış ve yerleşim arttıkça cami kasabanın ortasında kalmıştır Ağaç sevgisi inanışı yüzünden cami ve mezarlık ağaçlandırılmıştır.Kasabaya bakıldığında cami yeşilliğiyle kendini gösterir. O bölgede oturan insanlara köyün bulunduğu yerin arkasında bulunan dik ve sarı kayalıklardan dolayı Sarıyarlı olarak adlandırmışlar daha sonra Sarıyar olarak dile yerleşmiştir.Geçim kaynakları hayvancılık ve tarımdı.Bu arada köye yerleşimle birlikte toprak işlenmeye başlanmış,yılgınlık alanlar kırılarak tarla haline yetirilmiştir.Köyde tarlalara geçiş ler Sakarya nehrinin üstüne yapılan ve bugün hala ayakları sağlam duran Annaç (karşı tarlalarının geçişi yolu üzerine yapılan köprü ile sağlanmaktaydı1939 yılında meydana gelen ve köprünün ayaklarına kadar yükselen Sarıyar nehrinin taşmasıyla köprüyü sel alıp götürdü.Bundan sonra ise tarlaya geçişler Gemi diye adlandırılan sallarla yapılmaya başlanılır.Köylü yazın genellikle tarlalarda kalır ve tullukların üstlerinde yatarlardı(Tulluk 4 ağaç direk dikilerek,üzeri toprakla kaplanan sıcak ve yağmurdan koruyan baraka, Tarlalar ise bugünkü şekilde yoğun olarak işlenmemektedir.İşlenmeme sebebi ise pazarlama sorunudur.Köylü ürettiği üzüm veya domates ve sebzeyi toplar gün ağarmaya başlarken eşek ve katırlara yükler konvoy halinde yayan olarak çevrede bulunan Mudurnu ,Nallıhan,Seben,Bolu pazarlarına götürür oralarda satarlardı.En uzak olan Bolu pazarına geliş ve gidiş üç günü bulmaktaydı.Ürettikleri malların pazarlanması tamamen hayvanlarla yapıldığından çoğu köylü iki tarlası varsa birini eker diğerini nadasa bırakırdı

Köyün tarlalarının büyük kısmında sulak tarlalar ve kıraç tarlalarda bağcılık yapılırdı.Yapıldığı seneler ikinci dünya savaş yıllarıdır.Şekerin bulunmadığı kıtlık yıllarıdır.Köylü şeker ihtiyacını bağlardan ürettiği pekmezden giderirlerdi.Hoşaflara şeker yerine pekmez katılır veya pekmez sulandırarak içilirdi.1950-1960 lı yılların ortalarında ise kamyonun köye girmesiyle pazara gidiş gelişler daha kolay hale gelmiştir O tarihlerde köyde terzi,ayakkabı,iki tane sinema salonu bulunmakta idi.Bunlardan biri Kenan Yücel diğeri Mustafa Özer tarafından işletilmekte idi.Halkın en büyük eğlencesi bu sinemalara gitmekti Baraj yapımıyla köydeki ve çevre köydeki insanlara ekmek kapısı açılıp ,köyü kasaba olma yoluna itmiştir Çevre köylerden ilk göçler o zaman başladı1945 ‘te Sarıyar Köyü 465 nüfuslu küçük bir köy iken 1955te barajın yapıldığı yıllar da köyde 4 699 kişi yaşamıştır.O da bağlı olduğu ilçenin üç katı olmaktadır1983te kasaba olan köyde 1990 nüfus sayımına göre l 887 kişi,1997 sayımına göre de 1721 kişi yaşamaktadır.Kasabada ilkokulun yanı sıra ortaokul ve lise vardır.İlkokul 1928de,ortaokul 1975 te,lise de 1980 de açılmıştır.İlkokulu okumak için çevre köylerden Emre , Ayman ‘dan servisle öğrenciler sabah okumaya gelir , akşam ise evlerine giderdi.